Kendisi
Sorunu sor hemen cevaplansın.
kendisi teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- in and of itself
- in the flesh (Konuşma Dili)
- she
Örnek Cümle:
Catherine had an ulterior motive when she urged her father to buy a new car. She hoped that she'd be able to drive it herself.
-Yeni bir araba satın alması için babasına baskı yaptığında Catherine'nin bir art niyeti vardı; O, arabayı kendisinin sürebileceğini umuyordu.
Örnek Cümle:
Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
-Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- ipsissima
- hisself
- in itself
- embodiment
- he who
Örnek Cümle:
He who only lives for himself is dead to others.
-Yalnızca kendisi için yaşayan kimse, başkaları için ölüdür.
Örnek Cümle:
He who has love, is in God, and God is in him, for God is love.
-Her kim ki içinde sevgi olsun, o Tanrı'dadır ve Tanrı da ondadır çünkü Tanrı sevginin kendisidir.
- 1. herself; himself. 2. he; she
- oneself
- itself
Örnek Cümle:
If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.
-Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı.
Örnek Cümle:
America fancies itself the world's freest nation.
-Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
- her
Örnek Cümle:
Catherine had an ulterior motive when she urged her father to buy a new car. She hoped that she'd be able to drive it herself.
-Yeni bir araba satın alması için babasına baskı yaptığında Catherine'nin bir art niyeti vardı; O, arabayı kendisinin sürebileceğini umuyordu.
Örnek Cümle:
She said NO to herself. She said YES aloud.
-Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- himself
Örnek Cümle:
He addressed himself to the reporters.
-Gazetecilerle kendisi konuşma yaptı.
Örnek Cümle:
He said NO to himself. He said YES aloud.
-Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- a) herself, himself b) he, she
- he
- herself
Örnek Cümle:
She said NO to herself. She said YES aloud.
-Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
Örnek Cümle:
Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
-Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- thing in itself
- of itself
- he himself
- self
Örnek Cümle:
I respect her selflessness.
-Kendisini düşünmemesine saygı duyuyorum.
Örnek Cümle:
Tom's self-confidence was shattered after his boss dressed him down in front of his workmates.
-Tom'un öz güveni, patronu iş arkadaşlarının yanında kendisini haşlayınca kırıldı.
- kendi
- own
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
-Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
This is a picture of her own painting.
-Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- kendi
- self
Tom doesn't seem to have any self-confidence.
-Tom kendine güveni var gibi görünmüyor.
Self-help is the best help.
-Kendi kendine yardım en iyi yardımdır.
- kendisi gibi davranmak
- be oneself
- kendisi almak
- help oneself
- kendisi hakkında hesap vermek
- give an account of oneself
- kendisi için varlık
- being-for-itself
- kendisi muhtac-ı himmet bir dede. (Nerde kaldı geriye himmet ede.)
- (Konuşma Dili) You can't expect any help from him since he's in need of help himself
- kendisi sağlamak
- (deyim) find oneself in
- kendi
- respective
Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.
-Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.
Tom and Mary spoke in their respective languages.
-Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.
- kendi
- himself
He taught himself French.
-Kendisine Fransızca öğretti.
He said NO to himself. He said YES aloud.
-O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
- kendi
- herself
She wears high heels to make herself look taller.
-O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
Yumi went there by herself.
-Yumi oraya kendi gitti.
- kendi
- oneself
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
-Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.
-Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.
- kendi
- him
He taught himself French.
-Kendisine Fransızca öğretti.
He said NO to himself. He said YES aloud.
-Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- kendi
- auto
In the automotive industry of the 1970's, Japan beat the U.S. at its own game.
-1970'lerin otomotiv endüstrisinde Japonya kendi oyununda ABD'yi yendi.
After the concert, Tom signed autographs.
-Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.
- kendi
- itself
America fancies itself the world's freest nation.
-Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.
-Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı.
- kendi
- of one's own
- kendi
- its
No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
-Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
-Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- kendi
- {s} simple
Why? That was the simple question everyone was asking themselves.
-Neden? O herkesin kendine sorduğu basit soruydu.
Worse than a simple fool is a fool believing himself intelligent.
-Kendini zeki sanan bir aptal, basit bir aptaldan daha kötüdür.
- kendi
- her
She said NO to herself. She said YES aloud.
-Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
-Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
- kendi
- personally
- kendi
- auto-
- kendi
- several
He was unconscious for several days.
-Birkaç gündür kendinde değildi.
I've also done the same thing several times myself.
-Ben de aynı şeyi birkaç kez kendim yaptım.
- Kendi
- my own
This is a picture of my own painting.
-Bu kendi yaptığım bir resimdir.
If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.
-Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.
- kendi
- his own
- kendi
- one's own
- kendi
- pwn
- kendi
- he; she
- kendi
- to own
I hope to own my own house someday.
-Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.
- bizzat kendisi
- in the flesh
- kendi
- self, oneself
- kendi
- self; own; in person
- kendi
- eigen
- kendi
- he
- ta kendisi
- his very self
- şeytanın ta kendisi
- a devil incarnate
İlgili Terimler
kendisi teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- kendi
- A container of Asian derivation, usually handleless, used to hold liquid with a broad opening on top for inserting liquid and usually only one spout for pouring
İlgili Terimler
kendisi teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- kendi
- Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirtir: "Kendi yapacağı işi bırakır, âleme öğüt vermeye kalkar."- B. Felek. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılır
- kendi
- Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatır
- kendi
- İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarar: "Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi."- R. E. Ünaydın
- kendi
- Kişisel: "Bizim için ölüm, yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir."- A. Ş. Hisar
- kendi
- İyelik eki almış bulunan isimlerden önce eksiz olarak iyelik düşüncesini pekiştirir, kişisel
- kendi
- Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirtir
- kendi
- "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılır
- kendi
- İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarar
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.